Fırtınalı bir kış gecesinde
İki ayrı dünyanın yolları kesişince...
Orijinal Adı :Crimson China
Yazarı: Betsy Tobin
Yayınevi: Olimpos
Sayfa Sayısı:312
Dondurucu bir şubat gecesinde bir kadın içkinin de etkisiyle intihar etmek için kendini Morecambe Körfezi’nin sularına bırakır. Ölüme kelepçelendiğini düşündüğü sırada bunun yerine kendisini genç bir Çinli kum midyesi toplayıcısının hayatını kurtarırken bulur.
Genç adam trajik toplu boğulma olayından canlı kurtulabilen tek kişidir. Kayıp olarak öldüğü sanılan Wen için Angie beklenmedik bir sığınak olur. Ne ortak bir lisanı ne de tecrübeyi paylaşmadıkları halde Angie onun kalmasına ve görünmez olmasına izin verir. Kısa zaman içinde bu alışılmadık çift arasında tutkulu bir birliktelik filizlenmeye başlar.
Ama çok geçmeden Wen’in geçmişi arayı kapatır. Wen hâlâ onu Çin’den getiren insan kaçakçılarına borçludur. Ve kızkardeşi Lily onun hatırasının peşinden İngiltere’ye geldiğinde farkında olmadan Wen’in kaderini de çizer. Sevgi Denizi okuyucuyu daha başında tutsak ederek, kendimizinkine paralel, trajik ve saklı bir dünyaya ışık tutan bir roman. Kimlik ve kültürün, insan ruhunun kontrol edilmesindeki güçlüğün ve aşkın kuvvetli anaforunun bir hikâyesi.
Betsy Tobin Amerika’nın orta batısında doğdu ve 1989’da İngiltere’ye yerleşti. Bone House, The Bounce ve Ice Land isimli başarılı üç romanın daha yazarıdır. Islington, Londra’da eşi ve dört çocuğu ile birlikte yaşamaktadır. Yazarın Bone House isimli romanı The Commonwealth Ödülü’ne aday gösterilmiş ve Amerika’da ise Herodotus Ödülü’nü kazanmıştır.
Çinden kaçak yollarla para kazanmak amacıyla İngiltere'ye gelen Wen kaza sonucu denizde boğulma tehlikesi geçirir, aynı anda aldığı alkolün de etkisiyle kendini denizin serin sularına bırakmaya hazır olan Angie ile karşılaşır.Kısa bir süre önce annesini kaybeden Angie hayatın yükünü daha fazla kaldıramayacağını düşündüğü sırada çaresizce hayata tutunmaya çalışan Wen ile karşılaşır ve adamı sudan çıkartarak evine götürür. Adamın gidecek yeri olmadığını anlayan Angie onun evinde kalmasına müsade eder. Aynı dili bile konuşamayan bu ikili kendi kapalı kutularında gayet mutlulardır. Aşkın aynı dile ihtiyacı olmadığını kanıtlarcasına mutlu olan bu çifte geçmiş kendini hatırlatarak gün yüzüne çıkar.Wen'in ikiz kardeşi Lily kardeşinin hatırası için İngiltere'ye gelmesiyle geçmiş ve sırlar tek tek ortaya çıkar.Wen'in insan kaçakçılarına yüklü miktarda borcu vardır Wen kaçacağı gün adamlara yakalanır..
Gerçek bir trajediden yola çıkarak kitabı yazan Betsy Tobin kitapta aşkın aynı dile, dine , kültüre hatta aynı renge ait olmadığı ve kaçak işçilerin yaşadığı sıkıntıları dile getirerek sosyal bir mesaj vermiştir.
Wen'in Kendini bulma ve para kazanma amacıyla ülkesinde daha fazla kalamaz ve ikizini arkasından bırakarak kaçak yollarla ingiltere'ye çalışmak için gider.Her türlü işte çalışır, türlü sıkıntılar çeker.Bir gün midye toplarken iş arkadaşlarıyla kaza geçirir o hariç herkes hayatını kaybeder.Fakat Wen de kayıtlara ölü olarak geçer.Bundan rahatsız olmayan Wen Adeta bir hayalet gibi Angie'nin evinde yaşamaktadır.
Lily kardeşine tutkuyla bağlıdır ve onu kaybetmiş olduğunu asla kabul etmez. İçten içe yaşadığını düşünür ve kardeşinin peşinden gider.Lily ülkesindeki hayat ile İngiltere'nin farkını sürekli dile getirir, alışmaya çalışsa da ülkesinden tam anlamıyla kopamaz.Buna rağman yeni bir başlangıç yapar.
Kitabın konusunun akıcı olmasına rağmen beni kendine çok bağladığını söyleyemem.Sade anlatımıyla okuru yormayan kitapta biraz daha macera ve aşk beklerken kitap tam güzel yerinde bitti. Geçmiş çok uzun anlatılmış tabiki bu yazarın takdiri her şeye rağmen okumaktan pişman olmadığım bir kitap oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder