18 Temmuz 2015 Cumartesi

Sevgi Denizi (Crimson China) Betsy Tobin Kitap Özeti- Tanıtımı

Fırtınalı bir kış gecesinde
İki ayrı dünyanın yolları kesişince...

Orijinal Adı :Crimson China
Yazarı: Betsy Tobin 
Yayınevi: Olimpos
Sayfa Sayısı:312

Dondurucu bir şubat gecesinde bir kadın içkinin de etkisiyle intihar etmek için kendini Morecambe Körfezi’nin sularına bırakır. Ölüme kelepçelendiğini düşündüğü sırada bunun yerine kendisini genç bir Çinli kum midyesi toplayıcısının hayatını kurtarırken bulur.

Genç adam trajik toplu boğulma olayından canlı kurtulabilen tek kişidir. Kayıp olarak öldüğü sanılan Wen için Angie beklenmedik bir sığınak olur. Ne ortak bir lisanı ne de tecrübeyi paylaşmadıkları halde Angie onun kalmasına ve görünmez olmasına izin verir. Kısa zaman içinde bu alışılmadık çift arasında tutkulu bir birliktelik filizlenmeye başlar. 
Ama çok geçmeden Wen’in geçmişi arayı kapatır. Wen hâlâ onu Çin’den getiren insan kaçakçılarına borçludur. Ve kızkardeşi Lily onun hatırasının peşinden İngiltere’ye geldiğinde farkında olmadan Wen’in kaderini de çizer. Sevgi Denizi okuyucuyu daha başında tutsak ederek, kendimizinkine paralel, trajik ve saklı bir dünyaya ışık tutan bir roman. Kimlik ve kültürün, insan ruhunun kontrol edilmesindeki güçlüğün ve aşkın kuvvetli anaforunun bir hikâyesi. 
Betsy Tobin Amerika’nın orta batısında doğdu ve 1989’da İngiltere’ye yerleşti. Bone House, The Bounce ve Ice Land isimli başarılı üç romanın daha yazarıdır. Islington, Londra’da eşi ve dört çocuğu ile birlikte yaşamaktadır. Yazarın Bone House isimli romanı The Commonwealth Ödülü’ne aday gösterilmiş ve Amerika’da ise Herodotus Ödülü’nü kazanmıştır. 







Çinden kaçak yollarla para kazanmak amacıyla  İngiltere'ye gelen Wen kaza sonucu denizde boğulma tehlikesi geçirir, aynı anda aldığı alkolün de etkisiyle kendini denizin serin sularına bırakmaya hazır olan Angie ile karşılaşır.Kısa bir süre önce annesini kaybeden Angie hayatın yükünü daha fazla kaldıramayacağını düşündüğü sırada çaresizce hayata tutunmaya çalışan Wen ile karşılaşır ve adamı sudan çıkartarak evine götürür. Adamın gidecek yeri olmadığını anlayan Angie onun evinde kalmasına müsade eder. Aynı dili bile konuşamayan bu ikili kendi kapalı kutularında gayet mutlulardır. Aşkın aynı dile ihtiyacı olmadığını kanıtlarcasına mutlu olan bu çifte geçmiş kendini hatırlatarak gün yüzüne çıkar.Wen'in ikiz kardeşi Lily kardeşinin hatırası için İngiltere'ye gelmesiyle geçmiş ve sırlar tek tek ortaya çıkar.Wen'in insan kaçakçılarına yüklü miktarda borcu vardır Wen kaçacağı gün adamlara yakalanır..
Gerçek bir trajediden yola çıkarak kitabı yazan Betsy Tobin kitapta aşkın aynı dile, dine , kültüre hatta aynı renge ait olmadığı ve kaçak işçilerin yaşadığı sıkıntıları dile getirerek sosyal bir mesaj vermiştir. 

Angie'nin tutunacak bir dalı yoktur eşinden ayrılmış ve annesini kaybetmiş, annesinden kalma bir evde yaşamaktadır. sıkıntılarını alkolde bırakmaya alışmış yalnız bir kadındır.
 Wen'in Kendini bulma ve para kazanma amacıyla ülkesinde daha fazla kalamaz ve ikizini arkasından bırakarak kaçak yollarla ingiltere'ye çalışmak için gider.Her türlü işte çalışır, türlü sıkıntılar çeker.Bir gün midye toplarken iş arkadaşlarıyla kaza geçirir o hariç herkes hayatını kaybeder.Fakat Wen de kayıtlara ölü olarak geçer.Bundan rahatsız olmayan Wen Adeta bir hayalet gibi Angie'nin evinde yaşamaktadır.
Lily kardeşine tutkuyla bağlıdır ve onu kaybetmiş olduğunu asla kabul etmez. İçten içe yaşadığını düşünür ve kardeşinin peşinden gider.Lily ülkesindeki hayat ile İngiltere'nin farkını sürekli dile getirir, alışmaya çalışsa da ülkesinden tam anlamıyla kopamaz.Buna rağman yeni bir başlangıç yapar. 

Kitabın konusunun akıcı olmasına rağmen beni kendine çok bağladığını söyleyemem.Sade anlatımıyla okuru yormayan kitapta biraz daha macera ve aşk beklerken kitap tam güzel yerinde bitti. Geçmiş çok uzun anlatılmış tabiki bu yazarın takdiri her şeye rağmen okumaktan pişman olmadığım bir kitap oldu. 

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Azrail'in Çırağı -Kitap Tanıtımı-


Herkesin ve her şeyin bir başlangıcı vardır. Ve bu başlangıçlar sizin var oluşunuzdur. Benim hikayeme ulaşmak için ise iki başlangıç bulunuyor, bunlardan birisi bana ait olan diğeri ise benim şuan bulunduğum durumu anlatan...
    
    
    Gerçekten ben kimdim şuan sanırım onuda bilmiyordum bildiğim tek şeyi söyledim ona da “Ben Azrail'in çırağıyım”.


Her şeyden habersizdi Jessica ile Sawyer.. Sadece biraz olsun mutlu olmak istemişlerdi.Ama planları dışında gelişen olaylar hayatlarını bir anda alt üst etti.. Peki kimdi suçlu olan ? Birbirlerine delicesine olan aşık olan iki genç mi ? yoksa ansızın hayatlarını alt üst eden lanet olasıca kaderleri mi ?..
                                                                                                 Azrail'in Çırağı
İsminden de anlaşılacağı gibi kitap Meleklerle Şeytan ' ın yaratılıştan beri süregelen kavgalarını ele alıyor.Tabi ki büyük bir farkla.Henüz yeni evlenmiş olan iki aşık gencin başına gelen felaketle aileleri alt üst olur ve yeni doğan bebeğiyle bir başına kalan Sawyer ne yapacağını bilemez ve ortadan kaybolur. Büyük anne ve büyük babasının sahip çıktığı bebekte ters giden bir şeyler vardır. Ve bir gün beklenmedik bir şekilde Azrail çıkagelir..


Henüz yazım aşamasında  olan Azrail'in Çırağı benzerlerinin aksine daha sürükleyici ve özgün bir konuya sahip. Fantastik-gizem konulu kitaplara merakı olanların takipte kalmasını rica ediyorum. Kitabın bitmesine az bir süre kaldı. Kitap hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için wattpad linki buyrun.

7 Temmuz 2015 Salı

Robert Mendoza Kimdir ?


Robert Mendoza 


Müzik sahnesinin en güçlü kemancısı olarak birçok kişi tarafından kabul edilen, hiç şüphesiz uluslararası müzik sahnesinin genç ve heyecanlandırıcı yeteneklerinden biridir.

PRIVILEGE IBIZA, Pacha Ibiza, Fabrik, CAVALLI CLUB DUBAİ, Olivia Valere Klüplerinde canlı olarak performans sergilemiş ve binlerce kişi tarafından takdir edilmiştir.

4 Yaşında evinde bulunan elektronik klavye ile müziğe ilgisi olduğu keşfedilen Mendoza piyano eğitimi almaya başladı.8 yaşında Elemantal Konservatuarında eğitime başlaadı, bir yıl sonra keman çalmaya başladı.14 yıl sonra,2006 da okulunun en yüksek notları ile mezun oldu.

2001 yılında Endülüs Gençlik Orkestrası bir parçası haline geldi ve 2003 yılında İspanya Ulusal Gençlik Orkestrasına kabul testinde 1. sırayı ulaşarak tüm beklentileri aştı.
2006 yılında profesyonel bir kemancı olarak ilk işi olacak Seville Kraliyet Senfoni Orkestrasında işe başladı ve 2012'ye kadar orada çalışır. Ama elektronik müzik ile ilgilenmeye başlayarak ilk elektronik kemanını satın alır.Böylece müzik yaşamı şekillenmeye başlar ve 2012 yılında müziğinde yeni ufuklar keşfetmek için Madrid'e taşınır.


Performanslarından bazıları

Favorim :) Love Me Like You Do Violin Cover



En başarılı çalışmalarından biri See You Again Violin Cover




Davit Guetta Dangerous Violin Cover..


Daha fazlası için ;
You Tube : Robert Mendoza kanalına bakabilirsiniz. Müzikle kalın :)

3 Temmuz 2015 Cuma

"Gerçek Bir Çin işkencesi" Zambak Ayaklı Kadınlar- Lotus Ayak

Nedir bu Lotus Ayak ?
Lotus ayak, Çin’de küçük yaştaki çocuklara “güzel görünme” geleneği altında ayaklarının büyümesini engelleyerek şeklini bozan bir uygulama. Yaklaşık 5 yaşından itibaren yapılan işlemde, çocukların ayakları sıkı bir biçimde açılmamak üzere bağlanılır. Böylece çocukların parmakları kırılır ve üçgen şeklini alırdı. Yasaklanmasının ardından 103 yıl geçen ve “zambak ayak” ismiyle de adlandırılan bu gelenekte, küçük ayağın estetik kabul edilip erkeklere beğendirilme amacıyla yürüme kaybına dahi varması ve bu uygulamanın kadınlara, yine kadınlar tarafından yaptırılması...

Yaptıkları ve adetleriyle dünyada büyük tepkilere neden olan Çin'in başka bir yüzü daha ortaya çıktı.Güzel olma maksadı ile yapılan bu işkenceye isteyerek veya zorla alet olanlar var. 


Su Xi Rong (75) – 2008
Küçük ve ince ayaklarından dolayı köydeki en güzel kadın olarak biliniyordu. Çok fazla yürüyemiyor çünkü ayakları kütlesini kaldıramıyor. Su Xi Rong’un dediğine göre geleneklerden dolayı ayaklarını bu şekle getirmeyen kadınlar evlenemiyormuş. Eğer bu geleneğe karşı gelinirse de cezalandırma yöntemi uygulanıyormuş.

Pue Hui Ying (76) – 2011
Pue Hui kırık parmaklarla yürümenin acı verici olduğunu ve 7 yaşında bu işleme tabi tutulduğunu belirtiyor.


Zhao Hua Hong (83) – 2010
Zhao Hua Hong 15 yaşından beri lotus ayaklara sahip.


Si Yin Zhin (90) – 2011
Lotus geleneği yüzünden çocukluğundan beri acı çeken isimlerden birisi. Ayakları en fazla deforme olan kadınlardan olan Si Yin Zhin, onları saklı tutmaya çalışıyormuş.


Huo Guan Yu (89) – 2010
Huo Guan Yu ise 6 yaşından 2010 senesine kadar ayaklarındaki bandajları çıkarmamış.


Yang Jing é (87) – 2010
Yang’ın ayakları 5 yaşındayken büyük annesi tarafından bağlanmış.


Zhang Yun Ying (103) – 2014
Zhang, yüz küsür yıllık hayatına birçok dram sığdırmış. Ayakları bir avucun içinde küçücük kalıyor.


Ma Zhen é (96) 2014
8 yaşındayken ağlamalarına ve şikayetlerine rağmen büyük annesi tarafından bu işlem uygulanmış. 30 yaşına kadar da devam etmiş.


Guo Ting Yu (83) – 2010
Annesi, Guo’nun ayaklarının sıkı sıkı bağlanması konusunda isteksizmiş fakat 15 yaşına geldiğinde geleneğe karşı çıkamamışlar. Küçük parmakları kırılmış ve ayak tabanının altına yerleşmiş.